Dgd-Sen'den Bomi Depo Önünde Basın Açıklaması
Basına ve Kamuoyuna Duyurumuzdur
Ben Murat Bostancı, DGD-Sen başkanı, üyesi ve depo işçisiyim. 10 yıla yakın bir süredir depolarda sürdürdüğüm örgütleme faaliyetlerinin hemen hepsinin sonunda farklı işyerlerinden atıldım. Son olarak 5 buçuk ay süresince gecemi gündüzüme katarak emek ettiğim ve anayasal hakkım olan örgütlenme faaliyetlerini yürüttüğüm Bomi deposundan 13 Ekim tarihi itibarıyla işten atıldım. Patronlar her daim yaptıkları gibi sendika üyeliği ve başkanlığı sebebiyle işten attıklarını gerekçe göstermediklerinden mesailere kalmadığım bahanesini kullandılar. Oysa ben bu 5 buçuk ayda yıllık 270 saat mesai sınırını çoktan aşmış, ailemi ve çocuklarımı görememe pahasına haftasonları da dahil bu depoda ter dökmüştüm. Yıllardır tekrarlanan bu hikayeye Bomi deposunda da boyun eğmedim ve 17 Ekim itibarıyla depo önünde direnişe başladım.
Direniş sürecinde patronların gerçek yüzünü depoda çalışan işçi kardeşlerim de gördüler. Hukuksuz bir biçimde işçileri kölelik düzeninde çalıştıran taşeron firmalar İdol ve Çınar’ın ve esas işveren olan Bomi’nin sahteliğini hergün sendikamla birlikte ifşa ettim. Bugün 27. gününe giren direniş süresince; güvenlikler Bomi patronlarından para alarak üzerimize saldırdı, Çınar firması ile çalışmaya son verilince ellerini iyice ovuşturan ve yerinden olmak istemeyen İdol patronları Bomi desteği ile üzerimize mafyavari kişileri göndererek tehdit ettiler, sendikayı destekleyen ve sendika üyesi olan işçileri işten atmaya devam ettiler. Direnişin 16.gününde performans bahane gösterilerek ama aslında sendikalı olduğu için işten çıkarılan Pervin Karakaya direnişe katıldı.
İtalyan Bomi Grup aslında bir ilaç devi olan Roche’un uluslararası taşeronu olarak çalıştığından sendikam şikayet mekanizmalarını kullandı ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmesi sebebi ile Roche’un etik kuruluna başvurduk. Bunun üzerine Roche Türkiye Temsilciliği ile görüşme talebimiz kabul edildi. 4 Kasım Cuma günü Roche yetkilileri ile yaptığımız görüşme neticesinde, yetkililer bizden bir hafta süre talep ettiler. Bu süre içerisinde işyerinde örgütlenme, toplu pazarlık hakkı ve iş hukuku ihlallerini çözmek üzere adım atacaklarını dile getirdiler. Roche’a verdiğimiz süre dün itibarıyla doldu. Bizlerin vaatlere, plazalar içinde edilen yeminlere, mahçup bakışlara karnımız tok! İcraat istiyoruz!
Bu süre zarfında elle tutulur hiçbir sorumluluk yüklenmeyen Roche hangi kurula üye olursa olsun, her sermaye grubunun yaptığı gibi işçi ve sendika düşmanı bir yaklaşım göstermiştir. Bomi, İdol, Çınar firmaları üzerinden işçilere yaşatılan kölelik şartlarının esas sorumlusu kendisini dev aynasında gören Roche firmasıdır. İşte bu sebeple bugün itibarıyla Bomi depo önünde sürdürdüğümüz direnişi, Roche önüne taşıyoruz. 14 Kasım Pazartesi günü hukuki süreci başlatmak üzere mahkemeye gidiyoruz. 15 Kasım Salı günü itibarıyla ise direniş çadırımızı plazaların, iş merkezlerinin orta yerindeki Roche binası önünde sürdüreceğiz. Taleplerimiz net ve tavizimiz yoktur!
-İşten atmalara son verilecek, atılan işçiler geri alınacak.
-Taşeron firmalar gidecek. Tüm işçiler Bomi kadrosuna geçirilecek.
-Sendika protokol ile tanınacak.