Ataşehir Migros Genel Merkez Eylemi Basın Açıklaması
Basına ve Kamuoyuna MİGROS&CEVA İŞÇİLERİNİN MEKTUBU
Bizler, Migros Depo bünyesinde faaliyet gösteren CEVA LOJİSTİK ve MBM TAŞIMACILIK'tan atılan işçileriz. Biliyorsunuz bizleri yönetenler sürekli yeni yasalar yapıyorlar. Ve bu yasaları takdim ederken hepimizin özgürlüğü, eşitliği ve gelecek güvencesi için yapıldığı söyleniyor. Ancak uygulama da görüyoruz ki bu yasalar daha çok güçlüler için yapılıyor. Sendika kurmak ve sendikalara üye olmayı bizler anayasal birer hak olarak biliyorduk.
Bundan yaklaşık beş yıl önce o zaman Migros'un sahibi henüz Koç Holding'ken bizim maaş bodrolarımızda işveren olarak Zer AŞ, STFA, MBM Taşımacılık gözüküyordu. Oysa hepimiz aynı işi yapıyorduk depoculuk ve antepoculuk. Sendikalı olmaya karar verdik, sendikaları araştırdık. Bizim iş kolumuza o zaman Türk-İş Konfederasyonuna bağlı olan geçtiğimiz yıl tuhaf bir kongre kararıyla Hak-İş Konfederasyon'una geçen Liman İş Sendikası giriyordu. Liman İş Sendikasıyla iletişim kurduk. Sendika bizi yaklaşık sekiz ay oyaladı. En sonunda sendika genel başkanı Muzaffer Bey dedi ki; "Biz taşeron işçisiyle uğraşmak istemiyoruz, taşeron işçisini sendikamıza üye yapmayız." Biz şaşırdık. Sendikanın böyle demeye yetkisi var mıydı bilmedik. Nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde, o zaman sendikaya ilgili toplantılara katılan işçi arkadaşlarımızın otuz beşi işten performansları düşük olduğu gerekçesiyle çıkarıldı. Atılan işçi arkadaşlarımız Nakliyat İş Sendikası'nında desteğiyle direnişler, eylemler gerçekleştirdiler. Nakliyat İş Sendikası üyelik sürecine başlayacakken söz konusu üç şirketin ayrı ayrı iş kollarında kendilerini gösterdiklerini anladık. Şaşırdık, nasıl olurdu, hepimiz depoculuk aridiyecilik yapıyorduk. Mahkemelere başvurdular. Mahkemeleri açan işçilerin hepsi haksız yere işten çıkarıldıklarını ispatladılar ancak iki yıllık bir zamanı hayatlarından kaybettiler. İşten atılan içi arkadaşlarımızın önemli kısmı başka depolarda iş buldular. Ara ara görüşmelerimizi sürdürdük. İş yerlerimizdeki şartlarımız değişmiyor aksine daha da kötüleşiyordu. Sonra her şey pahasına kendi sendikamızı kurup kurmayacağımızı araştırdık. Umutsen'den arkadaşlarla durumu paylaştık. Onlarda yeni sendika kurmanın zor ama mümkün olduğunu söylediler. Biz bu yolu, yani yeni sendika kurma yolunu tercih ettik. İki yıllık çabalarımızın ardından, kıt olanaklarımızı bir araya getirerek sendikamızı kurduk. Sendika tüzüğümüzü tartışırken bir kaç ilke geliştirdik. Birinci profesyonel çalışma sistemi olmayacaktı olacaksa bile profesyonelliğe aday olan arkadaşımız hali hazırda aldığı üçret ne olursa olsun, o yıl açıklanan asgari ücret oranında sendikamızdan maaş alabilecekti. Eğitim, örgütlenme, hukuksal konularda asla profesyonel çalıştırmayacaktık bu ihtiyaçlar için gönüllük ilişkileri geliştirecektik. İkinci her sendikanın işçinin bir günlük brüt ücreti olarak tanımlanan sendika aidatı yerine biz asgari ücretin yüzde birini aşmayacak bir aidatı almayı kararlaştırdık. üçüncü olarak karar süreçlerinde doğrudanlığı esas aldık. İşyeri komitelerine, meclislerine sendikal kararları bırakmayı uygun gördük. sendika yöneticileri sadece iş yerlerinde alınan kararları uygulamakla mükellef olacaktı. Sonra 2012'de gerçekleşen yeni sendika yasa düzenlemelerini de dikkate alarak sendikamızı, DGD-SEN'ini kurduk. Sendika yöneticilerimizin hepsi doğrudan depolarda işçilik yapan arkadaşlarımız. Son olarak işten atılan arkadaşlarımız arasında sendikamızın genel sekreteri ve iki genel merkez yöneticimiz mevcut.
Şimdi ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz bu yasaları ne diye çıkardınız?
Yasanın tanıdığı hakkı kullandığımız için suç mu işlemiş olduk?
MİGROS'un marketlerinde Tezkoop-İş Sendikası örgütlü, bizler Migros depo çalışanları kendi iş kolumuzda sendikalı olmaya kalktığımız da kendimizi sürekli kapının önünde buluyoruz. Migros depolarında çalışan binlerce işçinin hakkı hangi gerekçeyle gasp ediliyor?
CEVA LOJİSTİK tüm dünya da büyük sermayeye taşeron işçi çalıştıran on binlece işçinin çalıştığı bir şirket. Avrupa'daki tüm CEVA işçileri sendikalı çalışırken, aynı işveren burada tam bir sendika düşmanılığı yapıyor.
MBM Taşımacılık'ın sahibi Mehmet Emin Meriç, eski Tez-koop-iş yöneticisi bir sarı sendikacıdır. Bu eski sendikacı zat vahşice işçileri sömüren bir zalimdir. Yani Migros marketlerinde örgütlü olan sendikanın yöneticisi şimdi Migros'un en büyük taşeronu konumunda. Sarı sendikacılar, işverenler ve yasaları uygulaması gerekenlerin kurduğu rezil sömürü çarkıdır işte bu.
Sevgili halkımıza sesleniyoruz, bizler sadece yasaların bize tanıdığı hakkımız kullanıp sendikaya üye olduk diye işimizden olduk. İşten atılma gerekçemizi "performans düşüklüğü" diye yazdılar. Sonradan öğreniyoruz ki meğerse Türkiye'de sendikalı olduğu için işten atılan hiç bir işçin atılma gerekçesinde "sendikalı olduğu için" diye yazmazmış. Çünkü sendikalı olduğu için işçiyi işten atmak yasakmış. On yıllardır, on binlerce işçiyi sendikalı oldukları için işlerinden eden işverenler, işçilerinin işten atılma gerekçelerini başka başka göstererek yasaları kandırmaya çalışırlarmış.
Biz artık yeter diyoruz. Yasalar sadece güçlüler içinse, sadece patronlar içinse, lanet olsun yasaya! Biz özgürlüğümüz ve haklarımız için mücadele ediyoruz. Migros, CEVA ve MBM patronları haklarımız gasp etmek için mücadele ediyor.
Onlar kaybedecek biz kazanacağız. Kazanacağız çünkü Migros'un tüm depolarından işçi arkadaşlarımız yoğun baskılara rağmen sendikamıza üye olmaya, bizlerle, direnişimizle bağ kurmaya devam ediyor.
Direnişimiz patronları korkutuyor, işçilere güç veriyor.
Patronlar işten atılan işçi arkadaşlarımızın kıdem ve ihbar tazminatlarını yatırmak durumunda kaldılar. Bununla kurtulamayacaklar. Hem yasaya hem de işçilere karşı işledikleri suçların hesabını verecekler.Sendikayı patronlar tanıyana kadar mücadelemiz devam edecek.
Tüm dünyaya sendika ve işçi düşmanı MİGROS ve CEVA'yı teşhir etmeye devam edeceğiz.
Migros'tan alışveriş yapan halkımıza çağrımızdır:
“Migros’tan alma, işimizi çalma!”
CEVA Lojistik'i kullanan tüm kargo yollayıcılarına çağrımızdır:
“CEVA'yla yollama, başkasıyla yolla!”