Setur'da işçi-sendika düşmanlığı...
İstanbul S.Gökçen Hava Limanı Setur Duty Free Mağazaları deposunda sendikal örgütlenme faaliyetlerimizin önünü kesmek için işten atmalar sürüyor. Bundan önce üyemiz Muhammed Aydemir işten atılmış, Setur yetkilileri ile konu üzerine konuşmuştuk. Setur İnsan Kaynakları Aydemir’in sendikal sebeple işten atılmadığını ayrıca esas sorumlunun taşeron şirket olduğunu iddia etmişti. Setur yasal olmayan bir biçimde asıl işi taşerona yaptırıyor fakat bize hukuk dersi vermeye kalkıyor. Setur’da yaşanan hak gasplarını duyurmak amacıyla Genel Müdürlük önünde yaptığımız basın açıklamasının ardından bir diğer üyemiz Vedat Süren işten atıldı. Setur’la müzakere sürecimizi sürdürürken, fiili meşru mücadele çizgimizden asla vazgeçmeyeceğimizi ilan ediyor, Süren’in sendikalı bir işçi olarak depoda yaşadıklarını kamuoyuna duyuruyoruz.
Setur deposunda çalışma koşulları nasıldı?
Normal şartlarda 5 kişinin yapması gereken işi 1 veya 2 kişiye yaptırıyorlardı. Sırf baskı olsun, insanlar bıksın, tazminat vermeyelim diye. Bildiğiniz çete kurmuşlar, 4-5 kişi taşeronda böyle hareket ediyor. Setur’a gittiğinizde ise herkesin çok mutlu olduğu yalanı söylenip duruyordu. Bundan önce birçok arkadaş baskılara katlanamadığı için işten çıktı. Muhammed Aydemir de benim gibi sendika üyesiydi. Onu da küçülme bahanesiyle işten çıkardılar. Aslında 5.5 aydır çalıştığı için işe iade davası açamasın sendika örgütlenmesi yapmasın diye attılar.
Maaşlarımız hiçbir zaman doğru düzgün yatmadı. Kesintiler oluyordu hep.
Şu an dışardan yevmiyeci getirerek işi sürdürmeye çalışıyorlar. Yeter ki hakkını isteyebilecek kişiler olmasın diye bakıyorlar. Beni de kafaya takmışlardı.
Seni neden mimlediklerini düşünüyorsun?
Siz Muhammed Aydemir arkadaş için basın açıklaması yaptığınızda bana yapılan baskılardan da bahsetmiştiniz. Bunun üzerine benim daha çok üstüme gelmeye başladılar. Sendika başkanımız ve benim çalışma arkadaşım Murat Bostancı ile bana baskılar daha da arttı. Çünkü biz diktik, haksızlık gördüğümüzde söylüyorduk.
İçki reyonu ağır bir iş. Buraya gidileceği zaman benimle, Murat Bostancı’yı oraya gönderiyorlardı. Çöp toplamak bizim işimiz değil. Yine bizim ismimiz veriliyor. Tır boşaltmaya gidince su içmeyi dahi yasakladılar, düşünün.
Ne kadar süredir çalışıyordun?
19 aydır.
Sendikamız üyesi işçiler olarak siz bir dilekçe hazırlayıp, yönetime verdiniz. Onu da bir anlatır mısın?
İş tanımımızda olmayan işleri yapmamak için dilekçe verdik. Bir de asıl işi taşeron yapamaz ama bize yaptırmaya çalışıyorlar. Bu yasal değil. Taşeronun gitmesi için dilekçe verdik.
Peki işten ne gerekçeyle atıldın?
Benim açığımı yakalamayı düşünüyorlardı hep. Ben taşeronun verdiği t-shirti hiç giymedim. Yöneticimiz İrem Ceylan’dan izin almıştım. Beni sendikalı olduğum için mimleyen depo yetkilisi Gökhan Uz, ISS’in yetkililerini üstüme saldı. Zaten giyme konusunda Murat Bostancı ile anlaşmıştık. Bir gün sonra giyecektim. Tekrar tekrar Gökhan Uz’la muhattap olmak istemediğimi, neden bu kadar ısrar ettiklerini, zaten t-shirti giyeceğimi konuşurken Gökhan Uz bizi izliyormuş. 2 tane yalancı şahit bularak benim kendisine küfrettiğimi iddia etti. Akşamında elime bir kağıt verip işten çıkardılar. 29. Madde iş ahlakından atmışlar. Ben kimseyle kavga etmedim. Sendikalı olduğum için işten atıldığıma, hakkımı aradığım için beni mimlediklerine eminim.
Setur deposunda çalışma koşulları nasıldı?
Normal şartlarda 5 kişinin yapması gereken işi 1 veya 2 kişiye yaptırıyorlardı. Sırf baskı olsun, insanlar bıksın, tazminat vermeyelim diye. Bildiğiniz çete kurmuşlar, 4-5 kişi taşeronda böyle hareket ediyor. Setur’a gittiğinizde ise herkesin çok mutlu olduğu yalanı söylenip duruyordu. Bundan önce birçok arkadaş baskılara katlanamadığı için işten çıktı. Muhammed Aydemir de benim gibi sendika üyesiydi. Onu da küçülme bahanesiyle işten çıkardılar. Aslında 5.5 aydır çalıştığı için işe iade davası açamasın sendika örgütlenmesi yapmasın diye attılar.
Maaşlarımız hiçbir zaman doğru düzgün yatmadı. Kesintiler oluyordu hep.
Şu an dışardan yevmiyeci getirerek işi sürdürmeye çalışıyorlar. Yeter ki hakkını isteyebilecek kişiler olmasın diye bakıyorlar. Beni de kafaya takmışlardı.
Seni neden mimlediklerini düşünüyorsun?
Siz Muhammed Aydemir arkadaş için basın açıklaması yaptığınızda bana yapılan baskılardan da bahsetmiştiniz. Bunun üzerine benim daha çok üstüme gelmeye başladılar. Sendika başkanımız ve benim çalışma arkadaşım Murat Bostancı ile bana baskılar daha da arttı. Çünkü biz diktik, haksızlık gördüğümüzde söylüyorduk.
İçki reyonu ağır bir iş. Buraya gidileceği zaman benimle, Murat Bostancı’yı oraya gönderiyorlardı. Çöp toplamak bizim işimiz değil. Yine bizim ismimiz veriliyor. Tır boşaltmaya gidince su içmeyi dahi yasakladılar, düşünün.
Ne kadar süredir çalışıyordun?
19 aydır.
Sendikamız üyesi işçiler olarak siz bir dilekçe hazırlayıp, yönetime verdiniz. Onu da bir anlatır mısın?
İş tanımımızda olmayan işleri yapmamak için dilekçe verdik. Bir de asıl işi taşeron yapamaz ama bize yaptırmaya çalışıyorlar. Bu yasal değil. Taşeronun gitmesi için dilekçe verdik.
Peki işten ne gerekçeyle atıldın?
Benim açığımı yakalamayı düşünüyorlardı hep. Ben taşeronun verdiği t-shirti hiç giymedim. Yöneticimiz İrem Ceylan’dan izin almıştım. Beni sendikalı olduğum için mimleyen depo yetkilisi Gökhan Uz, ISS’in yetkililerini üstüme saldı. Zaten giyme konusunda Murat Bostancı ile anlaşmıştık. Bir gün sonra giyecektim. Tekrar tekrar Gökhan Uz’la muhattap olmak istemediğimi, neden bu kadar ısrar ettiklerini, zaten t-shirti giyeceğimi konuşurken Gökhan Uz bizi izliyormuş. 2 tane yalancı şahit bularak benim kendisine küfrettiğimi iddia etti. Akşamında elime bir kağıt verip işten çıkardılar. 29. Madde iş ahlakından atmışlar. Ben kimseyle kavga etmedim. Sendikalı olduğum için işten atıldığıma, hakkımı aradığım için beni mimlediklerine eminim.