• Anasayfa
  • Tarihçe
  • Hukuk Mevzuat
    • Yönetmelikler
    • İş Kanunu
    • Tüzük
  • Basın&Yayın
    • Basın Açıklamaları
    • Yayınlar
    • Haber Arşivi
  • DGD-Sesi
  • Eylem ve Etkinlikler
  • Örgütlenme
  • İletişim
Tweet

İŞTEN ATMANIN VE KIDEM TAZMİNATINI GASP ETMENİN YENİ ADI ÜCRETSİZ İZİN - NESLİHAN ACAR

 

Ücretsiz izin ile hem hukuken hem de çalışma yaşamında yeni karşılaşmadık. Pandemi öncesi süreçte İş Kanunu’na göre işveren, işçinin yazılı rızası olmadan işçiyi ücretsiz izne çıkaramazdı. Çıkarsa da işçi haklı fesih yaptığında kıdem tazminatını ödemek zorunda kalırdı. Pandemi süreci ile Nisan 2020’de yürürlüğe giren 7244 sayılı Kanun kapsamında ‘’ücretsiz izni’’ tekrar tartışmaya başladık.

Bu kanunla beraber patronlar artık kimsenin onayını almak zorunda kalmadan istediği işçiyi ücretsiz izne çıkarabilir, ücretsiz izne çıkarılan işçinin iş sözleşmesi askıya alınabilir. SGK primleri ödenmez, işçiler ücretsiz izne ayrıldıkları için haklı nedenle iş sözleşmesini de fesih edememektedir. İşçinin herhangi bir yerde çalıştığı tespit edildiği takdirde ise idari para cezası kesilebilecektir.

Şu an 2 milyonu aşkın işçi günlük 39.24 lira nakdi ücret desteği alacakları söylenip evlerine gönderildi ve artık iş yerinden aranarak “İş başı yapıyorsun” deneceği tarihi bekliyor. İşçi aylık 1117.2 liranın 8.93 lirasını damga vergisini ödeyerek 1168 liralık nakdi ücret desteği ile ölmemeye çalışacak.

Milyonlarca asgari ücretli işçi, 2324 liraya geçinemez ve borçlanarak yaşamını devam ettirmeye çalışırken aylık 1168 liraya tek başına yaşayamayacağını yalnızca kendisi, patronlar ve devlet bilmektedir. İşçi kıdem tazminatından vazgeçerek ya yeni bir iş bulmakta ya da sigortasız günlük işlerde çalışarak ücretsiz izne çıkarılan milyonlarca işçiyle beraber yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Ücretsiz izin aynı zamanda kıdem tazminatı gaspının da yeni adıdır.

Ücretsiz izin, kanunlar ile sınırlandırılmadan ve sonrasında uygulamaları denetlenmeden hızlıca işçi sınıfının ve sendikaların gündemine girdi. Pandemi sürecinde ilk saldırı işçi sınıfının örgütlülüğüne, sendikal haklarına yönelik yapıldı. Kısa çalışma uygulamasında da iş yerlerinden ilk uzaklaştırılanlar sendikal çalışma yapan örgütlü işçiler oldu. Ücretsiz izin mevcut haliyle işçi sınıfına açık bir saldırıdır. Kontrol ve denetlemenin yapılmadığı, işçilerin şikayetlerinin görülmediği, duyulmadığı bu süreçte ücretsiz izin patronların elinde sopaya dönüştü. İşten atmanın yasak olduğunun söylendiği pandemi sürecinde işten atmanın yeni adı ücretsiz izindir.

İşyerlerinde ya açlık ya da virüs tehdidi ile başa çıkmaya çalışan işçiler seslerini yükseltip örgütlenmeye başladığında ücretsiz izinle sindirilmeye çalışılıyor. Virüse karşı önlem almayan patronlar en yüksek karlarını pandemi döneminde yapıyorken yine bu dönemde vergi borçları siliniyor, milyarlarca liralık teşvikler alıyorlar. Korona pozitif kişiler için 14 gün olarak belirlenen karantina süreleri patronların ricası ile işçiler için 10 güne indirilmiştir.

Ancak işçiler, bu sefalet ve kölelik koşulları dayatanlara karşı sinmek yerine direnmeyi seçmişlerdir.

Pandemiden en çok etkilenenlerden biri de tüketicinin mesafelenmek adına tedbir olarak gördüğü, online alışverişe yöneldiği için iş yükü 3 kat artan depo işçileridir. Depo işçileri pandeminin başından beridir hiçbir önlem alınmadan dip dibe 16 saat çalıştırılıyor. Yarım saatlik dinlenme molalarıyla, ekmek arası öğünlerle, yeterli hijyen koşullarının sağlanmadığı koşullarda haftada 1 tane bez maske ile çalışmaya zorlanıyorlar. Depolar, işçilerin haklarına yapılan saldırıların ilk uygulama alanları olmuştur. En son Migros depoda aralarında DGD-SEN üyelerinin de bulunduğu yaklaşık 45 işçi, kendilerine hiçbir evrak verilmeden pandemi bitene kadar ücretsiz izinde oldukları söylenip depodan uzaklaştırıldı. Sendika üyesi 3 işçi, kendilerine daha öncesinden herhangi bir bildirimde bulunulmadan Gebze Şekerpınar depodan İstanbul Esenyurt depoya sürüldü, işçilerin ek süre ve servis talebi karşılanmadı. Ücretsiz izne çıkarılan işçilerin yerine ise hızlıca yeni işçiler alınarak depo 24 saat aralıksız çalıştırılmaya devam edilmiştir. Dayatmayı kabul etmeyen işçiler, çıkışları verilmeden işten çıkarıldıkları söylenerek güvenlik tarafından depodan uzaklaştırıldılar. Depo önünde “ücretsiz izinler iptal edilsin, sendika üyesi işçilere baskılar son bulsun” talebi ile yaklaşık 5 saat yaptığımız eylemle, devam edecek ücretsiz izin saldırısını durdurmuş olduk. İki gün sonra Ataşehir Migros Genel Merkezi önünde gerçekleştirdiğimiz eylemle de Esenyurt depoya sürülen işçilerin çıkışlarını durdurmuş olduk. Depo ve genel merkez önündeki eylemlerde ısrarla koronavirüs önlemlerinin alınmadığını, koronalı veya onlarla temaslı işçilerin depoda zorla çalıştırıldığını söylememiz üzerine 21.12.2020 tarihinde Migros depo yönetimi hızlıca tüm işçilere koronavirüs testi yaptırmaya başladı. 81 işçi, testinin pozitif çıkmasına rağme kendi imkanlarıyla ya da servislerde üst üste hastaneye test yaptırmaya götürüldü. Hastanede testi tekrar pozitif çıkan işçi sayısı şu an 52’dir. İşçiler kendi imkanlarıyla hastaneden evlerine gönderilirken toplu taşımada, depo içerisinde ise yüzlerce insanla temas kurmuşlardır. Temaslı işçiler hala depoda çalıştırılmaktadır. Testi pozitif çıkan işçilere ise evlerinde karantinadayken ücretsiz izinde oldukları ve 10 günlük karantina sonrasında iş başı yapacakları söylenmiştir. Sendika ile bilgi paylaşan işçiler, ücretsiz izin sürelerinin uzatılacağı tehditleri ile susmaya zorlanmaktadır.

Migros’un patronları, pandemide karlarını katlarken depo ve market işçileri aralıksız 7 gün çalıştırılmaktadır. İşçilerin ve halkın sağlığını umursamayan Migros patronları depo içerisinde lavabo temizliğini dahi maliyet olarak hesaplamaktadır. Uzun çalışma saatlerine, zorunlu hafta sonu mesailerine itiraz eden işçiler, önceden “kapı orada, beğenmeyen gitsin” denirken şimdi “ücretsiz izne çıkmak isteyenler konuşsun” denilerek tehdit edilmektedir.

İşçiler ve sendikamız olarak defalarca Çalışma Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına şikayette bulunmamıza rağmen pandemi sürecinde kadro yetersizliği bahane edilerek hiçbir denetim yapılmamıştır. İşçiler patronların insafına terk edilmiştir.

 

Migros yönetimi hem işçilerin hem ailelerinin hem de tüketicinin sağlığı ile oynayarak suç işlemektedir!

Farklı bölümlerden 52 işçinin testinin pozitif çıktığı Migros depolar acilen 14 gün kapatılmalıdır. İşçilere ücretli izin verilmelidir.

 

İşçi sınıfı ve meslek örgütleri her dönemde artan baskılara ve gasp yasalarına karşı direnmiştir, bugün ücretsiz izin saldırısını da yan yana gelerek püskürteceklerdir.

 

Dün Özer Elektrik işçileri, Hsk Systemair işçileri, Sinbo işçileri sendikaya üye oldukları için ücretsiz izne çıkarıldılar ve direndiler.

Bugün FZK Mühendislik işçileri, PTT işçileri, Migros işçileri “sendikal baskılar son bulsun," ücretsiz izin yasaklansın” diyerek direniyorlar.

Yarın başka bir işletmedeki işçiler de ücretsiz izin saldırısına karşı direnişe katılacaklardır.

 

İşçilere yasak patrona kıyak dönemi bitiyor!

İşçiler korkmadan her yerde direniyor!

 

Ücretsiz izin saldırılarına karşı direnen Migros işçisinin “Virüsten ölmek ihtimal, açlıktan ölmek kesin. Virüsten de açlıktan da ölmeyeceğim, haklarım için direneceğim!” sözü ile öğreniyoruz, direniyoruz ve kazanacağız!

 

 

DGD-SEN ÖRGÜTLENME GENEL SEKRETERİ

NESLİHAN ACAR

Tweet

Sendikaya nasıl üye olunur?

Sendikaya üyelik artık e-devlet üzerinden çok kolay

Basın Açıklamaları

Köleci Migros herkese yalan söylüyor!

Migros Türkiye’nin kurumsal sosyal medya hesaplarından 11 Şubat 2022 tarihinde yapılan açıklamaya ilişkin açıklamamız.

DGD-SEN 3. OLAĞAN GENEL KURUL İLANI

DGD-SEN 3. OLAĞAN GENEL KURUL İLANI

Barsan Patronlarını Uyarıyoruz: Üyelerimize yönelik baskıya son verin!

Barsan Patronlarını Uyarıyoruz: Üyelerimize yönelik baskıya son verin!

Neden Sendikalı Olmalıyım?

Çünkü sendika güçtür.
Biz işçilerin emeğinden başka satacak bir şeyi yoktur. Tek gücümüz, emekten gelen gücümüzdür. Bu güç sendikalarda örgütlenerek hayat bulur. Sendikalı işçi haklarını da haklarını almasını da bilir. Patronun gözünün içine bakarak "ben sana muhtaç değilim sen bana muhtaçsın" diyebilir.
Çünkü sendika işçilerin birliğidir.
Sendikalı işçi, ortak hareket eder. Sendikalı-sendikasız, kadın erkek, dili-dini-etnik kimliği ne olursa olsun tüm işçilerin söz yetki karar sahibi olması için çabalar. Patronların işçilere yönelik her türlü baskı, taciz, şiddetine karşı gelir, işçilerin onurlu bir çalışma yaşamına sahip olması için mücadele eder. Sendikalı işçi patrondan lütuf dilemez, ücretini, çalışma saatlerini, çalışma koşullarını sözleşmeyle belirler. Patronun canı istediği zaman onu işten atamayacağını bilir. Her türlü haksızlığa-hukuksuzluğa karşı sendikasının yanında olduğunun bilinciyle, özgüvenle hareket eder.
Çünkü sendika sosyal hakların teminatıdır.
Sendikalı işçi, işçi sınıfının kimi zaman canı pahasına mücadele ederek tarih boyunca kazandığı bütün sosyal haklara sahiptir. Bu hakları kimi zaman yasa yapıcılara ve uygulayıcılarına karşı her türlü yolla savunur. Bilir ki hakları, hükümetlerin-patronların lütfu değil, işçi sınıfının mücadelelerinin kazanımıdır.
Çünkü sendika dayanışmadır.
Sendika, işçilerin haklarını öğrenmeleri, ortak tartışmalar yürütmeleri için ücretsiz atölyeler düzenler. İşçilerin sadece çalışma yaşamı hakkında değil tüm toplumsal sorunlar hakkında bilinçlenmeleri için araştırmalar yapar, raporlar yayınlar, paneller düzenler, uluslararası bağlantılar kurar. İşsizlerin sorunlarına sahip çıkar ve ortak hareket etmeleri için mücadele eder. İş kazası mağduru işçilerin ve iş cinayeti mağduru ailelerin hukuki sürecini ücretsiz yürütür. İşçi havzalarında ücretsiz eğitim dayanışması düzenler, HES yapımına, kentsel dönüşüme karşı mücadelelere destek olur.
Çünkü sendika insanca yaşam kavgasıdır.
Sendika , uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere, taşeronlaşmaya, iş cinayetlerine, meslek hastalıklarına, kayıt dışı çalıştırılmaya, dil-din-etnik kimlik üzerinden yürüyen kavgalara, işyerindeki sözlü ve fiziksel her türlü tacize karşı yürüttüğümüz kavgadır.

05332468711

[email protected]

Osmanağa Mah. Gençlik Sk. No: 5 Kat: 3 Kadıköy, İstanbul

  • Anasayfa |
  • Tarihçe |
  • Hukuk Mevzuat |
  • Basın&Yayın