Hak-İş'e Bağlı Liman-İş’in Sosyalist Kimlikli Uzmanları Öne Çıksın
Sendikacı, uzman bunlar kafamın pek bastığı kavramlar değil, arkadaşların talebiyle bir görev üstlenen bir depo işçisiyim dolayısıyla sendika başkanı bir işçiyim ve böyle bir görev sahibi olamamın en önemli nedenlerinden biri Liman İş. Migros depo örgütlenmesinde adı geçen kurumun ve oradaki “sendikacıların” tutumunu başka yerlerde dile getirdik burada tekrarlamayacağım. Buna rağmen şu bilinmeli o deneyim bana işçilerin sendikalarını “sendikacılara” bırakmaması gerektiği konusunda unutmayacağım bir ders oldu. Liman İş sendikamız DGD-SEN’in karşısına son dönemde örgütlenmeye çalıştığımız bazı işyerlerinde çıktı, hepsinde de karşımızda esas olarak Liman İş’in sosyalist uzmanlarını gördük. Bu örnekler çoğalınca Başaran (Aksu) LCW Depodaki örgütlenmeye dair Umut Sen’de geçenlerde yayınlanan yazıyı kaleme aldı. Bunun üzerine de Evrensel’de Deniz Sak bir yanıt yazdı ve Başaran’ın yazdığı neredeyse hiçbir şeyin doğru olmadığını iddia etti.
Neyse ki yazılarda adı geçen Limter İş ve Sosyal İş genel başkanları LCW depo örgütlenmesine dair bildiklerini ifade ettiler ve olaylara dair bir resim ortaya çıktı, buna birazdan geliriz. Esas olansa şu bizim derdimiz Hak İş’e bağlı Liman İş başkanı Önder Avcı’nın sosyalist uzmanları sendikasında niye tuttuğunu hem o arkadaşların hem de genel kamuoyunun biraz düşünmesiydi. Öyle ya siz bu yazıyı okuyan insanlar bir sarı sendikanın başkanı olsanız komünist, sosyalist kimliklere sahip insanları hangi gerekçeyle sendikanızda istihdam edersiniz? Tam da bu yüzden Deniz Sak’ın Başaran’ın yazısında gösterebileceği tek gerçeğe uygunsuz nokta yazıda bulunuyordu: Deniz Sak’la da görüşülmüş olmasına rağmen sadece uzmanlardan bahsetmeyi tercih ettik. Tıpkı Deniz Sak’ın sendikanın başkanı olarak benimle de muhatap olmasına rağmen sadece Başaranla görüşmüş gibi yazmasında olduğuna benzer bir biçimde. Başaran bunu uzmanlar mevzunu vurgulamak için yaptı. Deniz Sak’ın beni yok saymasındaki niyetini ben bilemem.
Gelelim olaylara LCW depo işçileri bizle bağ kurdu bizde bir faaliyete giriştik bu esnada şimdi Öz Büro İş komitesi olan işçi grubu adına bizle görüşüldü. Şimdi anlıyoruz ki bu bizi uyarı amaçlıymış bizi tanımakla ilgili bir niyetleri yokmuş. Limter İş başkanının anlattıklarından da görüyoruz ki LCW depo işçisinin iradesini maniple etmeye dönük bir çaba var. Biz Liman-İş'i seçtik dedikten sonra Limter-İş'i örgütlenmenin belirli aşamasında aramaları, işçilerden sarı sendika konusunda yükselen itirazların ispatıdır. Bu itirazı gidermek için Limter İş başkanı aranıp ona burada bir iki işçi sizi tercih ediyor ama büyük çoğunluğun tercihi belli pişmiş aşa soğuk su katmayın mealinde konuşuluyor. Yani Kamber Saygılı’nın dediği gibi Limter İş yanlış yönlendiriliyor. İşçiyeyse dönüp Limter İş burayla ilgilenmiyor deniyor. İşçiye yapılanın adı yanlış yönlendirme değil.
Deniz Sak yazısında iş kolu değişikliği operasyonu sonrasında neden Hak-İş’e bağlı Öz Büro İş'i tercih ettiklerine ve bu tercihi işçilerle nasıl tartışıp kararlaştırdıklarına dair tek kelime etmiyor. Daha önceki pratiklerimiz bu iş kolu değişikliği aklını işverene Önder Avcı tarafından verildiğini bize düşündürtüyor. Etrafta bolca Sosyal İş’in örgütlenmeyi kabul etmediği konuşuluyordu. Deniz Sak’ın yazısında da Sosyal İş’in başkanına dair hiçbir fikrinin olmadığını gösteren bir kısımda böyle bir iddia var. Metin Ebetürk bu iddiaları açığa kavuşturdu kendisiyle görüşülmediğini İstanbul Şubenin şu an sendikada olmayan ekibiyle görüşüldüğünü ifade etti. Ama anlaşılan o ki işçiye Öz Büro İş dışında bir alternatif olmadığını düşünsünler diye başkanla görüşüldüğü söylenmiş. Hangi sendikal gerekçeyle yapıldığı bilinmez bu işlerle ilgili kamuoyuna da hep bu yanlış bilgi pompalanıyordu. Kim bilir belki Öz Büro İş Başkanı da tıpkı Önder Avcı gibi işyeri komitelerini savunan örnek bir sendikacıdır; o da doğru uzmanları istihdam ederse bu unvanı elde eder. Metin Ebetürk de benim pozisyonuma düşer.
Sonuçta Deniz Sak kendisi hakkında bile doğru söylemiyor yazıda işten atılmam sendikal nedenle değil diyor, oysa Emekçilerin Sesi’nin Youtube kanalında 9 nolu röportaj olarak gözüken videosunun hemen başında sendikal nedenle atıldığını söylüyor. Tam da bu yüzden kimin doğru söylediğine dair bir soru yok ortada, soru şu: Hak-İş’e bağlı Liman-İş Sendikası Genel Merkez yönetimi hangi gerekçelerle, hangi nedenlerle sosyalist uzmanları bünyesine almıştır? Sosyalist uzmanlar bu sendikanın sendikal pratiklerinde nasıl bir etki yapmıştır? Bu kimselerin mesela Alişan Lojistik'ten Liman-İş'e üye oldukları için atılıp ortada bırakılan on beş işçiye ya da hem işten atılıp hem şubeleri gasp edilen Gemlik Liman işçilerine dair fikir ve kanaatleri nelerdir? Biz bunları öğrenmek istiyoruz, dolayısıyla bu kişilerin konuşması gerekir ve bu “uzmanlar” Deniz Sak’ı daha fazla kamuoyunun önüne de atmamalılar. Bize diyecekleri bir şey varsa kendileri konuşmalı.
DGD-SEN Genel Başkanı Murat Bostancı