AVON’UN KİRLİ TARİHİ, DİRENİŞİN GÜZELLİĞİ
Avon’un Gebze deposundan çalışan işçilerin 23 Mayıs 2016’da başlattıkları direniş ekseninde reklam panolarında, ödül törenlerinde, boğazda yapılan eğlencelerinde hiç de görünür olmayan Avon’un kirli yüzünü teşhir ettik, etmeye de devam ediyoruz.
Bu sene 130. yılını kutlayan dev bir kozmetik firması olarak Avon, her sermaye grubunun yaptığı gibi elindeki tüm enstrümanları kendi “pirüpak” tarihini yazmak için kullanıyor. Oysa biliyoruz ki Avon’un hakikati, hasıraltı edilen, sesi duyulmayan ezilenlerin direnerek yazdıkları tarih.
130 yıllık varlığını sömürüye, baskıya, zulme, hak ihlallerine borçlu dev kozmetik firması Avon’un tarihinden satır başlarını derledik.
Avon, işçilerin emeklilik fonlarını yağmaladı, davacılar kazandı.
Amerika’da Yabancı Ülkelerde Yolsuzluk Uygulamaları Kanunu çerçevesinde gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında Avon’un işçilerin emeklilik fonlarını yağmaladığı ortaya çıktı. Bunun üzerine 2016 Şubat ayında çıkan habere göre, Avon davacılara 6.25 milyon Dolar ödeme yapacağını açıklamak zorunda kaldı.
Avon Çin’de dev yolsuzluk ortaya çıktı, Avon para cezasına çarptırıldı.
2014 yılı Aralık sonunda Avon firmasının Çin’deki temsilciliğinin, Çin devlet görevlilerine hediye, nakit, iş dışı yemekler, gezi, eğlence ekseninde 8 milyon Doları geçen bir para aktarımı yaptığı ortaya çıktı. Çin’de pazarını büyütebilmek için yapılan bu yolsuzluğun karşılığı olarak Avon, 135 milyon Dolar para cezasına çarptırıldı.
Avon Polonya, işçileri bir bir işten attı, çoğunluğu kadın olan işçiler isyan ettiler.
Avon’un Polonya ofisinde farklı pozisyonlarda yıllarca köle gibi çalıştırılan kadın işçiler hiçbir hakları verilmeden işlerinden oldular. Bunun üzerine işçiler Avon’a dava açtı.
Avon Fransa, çoğunluğu kadın olan 9.000 satış temsilcisini işsiz bıraktı, işçiler haklarını aradı.
2013 yılı Ekim ayının sonlarında Avon Fransa 11.000 satış temsilcisinin 9.000’ini hiçbir ödeme yapmadan işten çıkardı. Satış temsilcilerinin haklarını savunan iki sendika CFDT ve CFE-CGC tarafından protesto edilen işten çıkarmalara iflas ve tasfiyeler gerekçe gösterildi.
Avon, kadınların kadınlar için çalıştığı şirket, Filipinler’de kadınları sömürüyor. Kadınlar direniyor.
Avon Filipinler Calamba sanayi bölgesinde çalıştırılan çoğunluğu kadın işçilerin yalnızca 120’si kadrolu olarak çalışırken 350 kadın işçi kiralık işçi olarak çalıştırılıyor. Kiralık işçiler ayda 146 Dolar maaş alıyor ve kadrolu işçilerle birlikte ana işi yapıyorlar. Diğer bir deyişle Avon’un Gebze deposundaki aynı hukuksuzluk Filipinler’de de sürdürülüyor. Genellikle 20-25 yaş aralığındaki bu kadınlar kendilerine daha iyi bir gelecek sunacağını düşündükleri Avon’un, yalnızca boş sözler verdiğinin farkına vararak toplu sözleşme pazarlığının yapıldığı dönemde bu hukuksuz uygulamanın sona ermesi talep ettiler. Eylül 2015’de sözleşme imzalandıktan sonra öğrenildi ki 16 işyeri temsilcisinin bu talebi, Avon Filipinler Genel Müdürü tarafından yasal olmayan grev olarak adlandırılmış ve işten atılmaları yönünde dava açılmıştı.
Avon, hayvan deneyleri ile “kadınlar için çalışan şirket” değil “zulüm için çalışan şirket” ilan edildi.
Birçok sermaye grubu gibi Avon da hayvan deneyi yaptığını ilan etmiyor, yalnızca “kanunlar çerçevesinde” ve ürünlerinin %1’ini hayvanlar üzerinde denendiğini ifade ediyor. 1989 yılından bu yana Avon’a karşı kampanyalar ile hayvan deneylerinin sonlandırılması için mücadele sürerken, Avon’un sloganı “kadınlar için çalışan şirket” yerine “zulüm için çalışan şirket” olarak ilan edildi.
Bu satırbaşları Avon’un “kadınları güçlendirme” yalanını, uymayı taahhüt ettiği kanunları ne şekilde çiğnediğini gözler önüne seren birkaç direniş örneği. Avon, tüm diğer sermaye grupları gibi kölelik düzenini devam ettirmeye ve direnişleri bastırmaya çalışırken devlet desteklerini, kiri elinden “uzaklaştırma” düşüncesiyle taşeron şirketleri, kimi sivil toplum kuruluşlarını da elinin altından hiç eksik etmiyor. Keza, Avon Türkiye’nin kamuoyunu “kadınları güçlendirme” yalanına ikna çabasında en çok başvurduğu mekanizma KAGİDER tarafından tahsis edilmiş olan Fırsat Eşitliği sertifikasıydı. Söz konusu sertifikaya ilişkin sorularımızı KAGİDER’e iletmiş olmamıza rağmen ne hikmetse hiçbir cevap alamadık. Avon direnişinin başlangıcından itibaren Avon’un kaçış stratejilerinden bir diğeri kendisinin hiçbir suçu olmadığı, tüm sorumluluğun taşeron firma Klüh’de olduğuydu. Klüh ile kurulan ilişkinin hukuksuzluğuna dair gerekli açıklamaları kamuoyuna duyurduğumuz gibi yakın zamanda depoda gerçekleşecek denetimlerle de gerçekler su yüzüne çıkacak.
Türkiye’de yaşanan Avon direnişi gibi tüm dünyada Avon’a karşı kadınların, işçilerin, hak savunucularının mücadeleleri Avon’a karşı bir hafıza oluşturuyor. Bu hafızanın da getirdiği güç ile er ya da geç direnişin kazanacağına inancımız tam, mücadelemiz ise bu inançla sürüyor.